• DENEME

    SANAT ve UMUT

    Yeni yerler görüp evime döndükten sonra kendime beni geri çağıran yerleri sorarım. Nereye tekrar gitmek, mümkün olsa nerede bir süre yaşamak, nereyi ancak lokallerin bilebileceği şekilde öğrenmek isterim? Portofino’nun, Como’nun olağanüstü güzelliğine rağmen bu sefer kendimi en çok St Paul de Vence’ın dar sokaklarında hayâl ettim. Sanatın iddiasını ve gösterişini sade bir elegansla özümsemiş 3500 kişilik küçücük bir köy. Chagall’ın 20 yıl yaşadığı, Picasso’nun, Sartre’ın, Matisse’in yaratımlarına ilham veren bu yerde her adımda bir sanat galerisi, her köşede bir hoşluk çıkıyor karşınıza. Sanat etrafındaki her şeyi doğal bir zarafetle güzelleştiriyor, yukarı çekiyor. Az önce Konfüçyüs’ün ögretilerini anlatan bir kitapta şunu okudum:”Sanat evrene soru sorma biçimidir. İnsanın var oluş amacını, fıtratını,…

  • DENEME

    Niyet Oku’ma

    Ben bir “niyet okuyucu” değilim. Okumayı beceremediğimden değil, tercih etmediğimden. Niyet okumadaki “bak ben senin dile getirmediklerini anlamakta ne kadar da mahirim” kibrini kendime pek de yakıştırmadığımdan. Alt metin okumaya çalışırken çok yorulduğumdan ve Ahmet Hamdi’nin dediği gibi “Hayatı güçlestiren şeylerden hoşlanacak yaşta olmadığımdan.” Niyet okuyucuların düştüğü büyük tuzakları, yanlış okunan niyetlerin sapasağlam bağları nasıl sabırla ve ustalıkla zedelediğini, kopardığını gördüğümden. İmaları, dolaylamaları, hele laf sokmaları gereksiz bulurum. İletişimde netliğe inanırım. Niyet okumam; beyanı esas alırım. Bence siz de bir deneyin.

  • DENEME

    KALABALIK

    ‘İnceliği, nezaketin görkemini üzerinde taşıyan insanlar var, size sadece var olmanızla bile sıra dışı bir şey yapıyor olduğunuz hissi verirler. Adeta içinizdeki güzelliği çekip çıkarır ve yüzünüze tutarlar. Onlar bu çağın soyluları, çiçek dirilticileridir.’ diyor Kemal Sayar. Benim ‘çiçek diriltici’lerimden biri Deniz. Bir zaman önce ikimizin arasında geçen bir olaydan konuşurken bana kırılıp kırılmadığını sordum (Son zamanlarda bu yakınımdakilere sıklıkla sorduğum bir soru haline gelmeye başladı. Sebepleri, sonuçları ve çözümleri üzerinde düşünüyorum). Önce ”Ben senin kalbini gördüm, sana nasıl kırılabilirim?” dedi ve sordu ”Sadece merak ediyorum, nasıl bu kadar hassas ve aynı zamanda bu kadar gamsız olabiliyorsun?” Hem hassas hem gamsız… Hem zarif hem hoyrat… Hem romantik hem gerçekçi… Hem…