-
KUYU
Kuyuya düşmüş birini kuyunun başından “yukarı çık, çık yukarı” diye seslenerek kurtaramazsınız. Kuyunun başında durup “Ben sana buralarda dolaşma, buralar tekinsiz demiştim” ya da “Ama sen de hiç önüne bakmıyorsun canım , böyle olacağı belliydi” diyerek yardımcı olamazsınız. Eleştirmeye, tavsiye vermeye ve hatta birine yardıma niyetleniyorsanız evvela sırtınızdaki üstenci hırkayı çıkarıp yavaşça yere bırakacaksınız. Sonra elinize kalınca bir ip alıp kuyuya sarkıtacak hatta daha iyisi belinize bağlayıp kuyuya, düşenin yanına ineceksiniz. Kucaklayıp çıkabiliyorsanız ne alâ… Eleştiri ve tavsiye bilgelik gerektirir. Neyi, hangi tonda ve ne zaman söyleyeceğini bilmek gerektirir. Talep edilmiyorsa, şartlar mecbur bırakmıyorsa veya yeterli içsel derinliğe ulaşılamıyorsa lütfen yeltenmeyiniz. Kuyunun dibinde sessizce oturup beklemek kuru gürültüye maruz kalmaktan…
-
Çok, Az
Bazı "çok"lar yük insana, Ben bu yılı azalarak bitiriyorum. Düşünmenin, Zannetmenin, Konuşmanın, Paylaşmanın, Çabanın Ve insanların fazlasını terk ettim, yeni bir yıla azalarak yürüyorum. Yeni yılı "Bir şey yapmadan sessizce otur, Bahar gelir, otlar kendiliğinden biter..." diyen bir Zen şiiri gibi sakin ve umutlu bekliyorum. Bir şey yapmadan sessizce otur, Bahar gelir, otlar kendiliğinden biter...
-
MERAK
Her güzel şey ön yargısız bir merakla başlıyor.“Bilmiyorum, denemek isterim.” kadar heyecan verici bir cümle yok mesela. “Dinlemek, izlemek, görmek, gitmek, gezmek, tatmak, tanımak, tanışmak isterim” kadar heyecan verici bir şey yok. “Hadi” diyen, yol bilen, yol gösteren, yol açan biri kadar özel kimse yok. Her yeni deneyim kalıcı bir zevke dönüşmüyor elbette hayatımızda fakat muhakkak farklı bir pencere açıyor, perspektifi genişletiyor, manzarayı değiştiriyor. Keyif almadığınız bir deneyim bile kıymetli çünkü bence insanın ne istediğinden emin olması için önce ne istemediğini öğrenmesi gerekiyor. Bir insanın yaşamını zenginleştiren temel duygunun merak olduğuna inanıyorum. Kimin ne yaptığına, ne giydiğine ya da ne dediğine dair sığ bir merak değil… Doğaya, tarihe, sanata, insan…








