Böyle zamanlarda beni çağırıyor
Duyuyorum
Yorgun olduğumu, koynunda dinleneceğimi biliyor
"Gel" diyor
Israrsız bir teklif
Zamansız bir davet bu
Kadim dillerden birinde söylenen yas şarkısını bölen ferah bir fısıltı
Gidebilsem
Tuttuğum nefesi usulca bırakırım belki
Bir kurşun kalem ucuyla yaptığım kazıyı denizin kenarında sonlandırır
Uzun zaman sonra içime sinen bir şey yazarım
Derinleşen uçurumları kapamanın sırrını gün batımına sorarım
O çınar ağacının altında oturur
Uzun uzun susarım
Birazını şifalı serin sularına, birazını bir zeytin ağacının altına bırakırım üzerimize yağan haksızlıkların
Bunca şey olmadan önceki beni belki hatırlarım
Kendimden eksilenleri geri alır, kendime gelecek günler için umut bırakırım
Yarım bıraktığım bir kitabı bitirip yarım bıraktıklarımla barışırım Mühürlenmiş bir acının mührünü kırar
Belki sevginin ölümsüzlüğüne yine inanırım.