DENEME

Hekim ve Reklam

Bir süre önce doktor kimliğimle kullandığım instagram hesabımı kapattım. Hesabı açarken temel bir amacım vardı. Bu da meme sağlığı ile ilgili konularda bilgilendirme yapabilmek ve daha çok kadının meme tarama programlarına katılmasını sağlayabilmekti. Bu anlamda ne kadar çok kadına ulaşabilir ve bilgilendirebilirsek meme kanserinde erken tanı şansını o kadar arttırabilir ve daha fazla sayıda kadının hayatını kurtarabiliriz diye düşünüyordum. Bu instagram hesabını açtığım dönemde, çalışmakta olduğum kurumun da desteği ile aynı amaçla çok sayıda televizyon programına da katıldım. Bu programlardan faydalı bulduğum kesitleri de aynı hesapta, yine aynı amaçla paylaştım.

Bu işi çok başarı ile yürüten meslektaşlarım var ve lütfen bana alınmasınlar ama ben birkaç sebepten ötürü bunu başaramadım. İçerik üretip bilgi paylaşmakta hiçbir sıkıntı yaşamadım ancak daha çok insanın sizi takip etmesini istiyor iseniz bu içerikleri öyküleştirebilmek gerekiyor. Bu noktada ben bunu yaptığımız işin mahremiyeti ile bir türlü bağdaştıramadım. Yıllardır takip ettiğim ve aramızda bir bağ oluştuğundan emin olduğum hastalarıma güzel bir haber verdikten sonra bile beraber fotoğraf çektirme ricasında bulunurken çekindim. Hele ki endişeli bir anlarında ya da yeni tanıştığım bir hastaya bunu teklif etmeyi aklımdan bile geçirmedim. Aramızdaki ilişkiyi onların onayı dahilinde bile olsa özel ve mahrem tutmak benim görevlerimden biri diye düşündüm. İnsanlar her türlü duygu durumunda, (mutlu, üzgün ya da endişeli) en savunmasız halleriyle kendilerini hekimlerine bırakıyorlar ve bu anları kayıt altına almayı ya da paylaşmayı ben içime sindiremedim. Bu arada yapan ya da yapabilen meslektaşlarımı eleştirmiyorum, hatta bazılarını çok ilgiyle de takip ediyorum. Bazı branşların, örneğin dermatoloji ya da plastik cerrahi gibi, bu konuda ayrıcalıklı olduğunu düşünüyorum. Fakat hekimleri bunu yapmaya iten, sağlık sektörünü ticarethane haline getiren sistemi sonuna kadar eleştiriyorum.

Sistem öyle kabul edilemez bir hal aldı ki insanlar instagram takipçi sayısına göre hekim seçmeye başladılar. Ne kadar çok takipçiniz varsa o kadar iyi hekim kabul ediliyorsunuz. Televizyonda da sık göründüyseniz ne alâ. Bu da maalesef hekimlere kendi reklamını yapmayı dayatıyor. Oysa hekimlik reklamı ve pazarlaması yapılabilecek bir meslek değil, olmamalı (dediğim gibi bazı istisnai branşlar ve durumlar haricinde). Hekimlikte bir teşhisi en iyi sizin koyduğunuzu, bir tedaviyi en iyi sizin yaptığınızı iddia edemezsiniz. Ettiğimiz yeminin özgün metninde bile “yeteneğim ve hakimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğime” derken biz hassasiyetle, vicdanla, dikkatle çalışabilir fakat en yetenekli ve en hakim benim diye iddia edemez ancak takdir edilmesini bekleyebiliriz. Çok iyi, en iyi olma iddiası ile diğer meslektaşlarımız üzerinde soru işaretleri oluşturamayız.

Bu konuda ipin ucunun kaçtığını düşünüyorum. Artık dikkat çekmek için öyle yollar seçiliyor ki şaşırmamak mümkün değil. Ben Ankara Tıp mezunuyum. Kliniğe geçtikten sonra her gün bize hekimliğin bir meslekten öte yaşam biçimi olduğu öğretildi. Hastalarımızın karşısına çıkarken kendimize gösterdiğimiz özenin onlara duyduğumuz saygının bir göstergesi olduğu ve onların bize duydukları güvenin tedavilerinin başarısı üzerindeki önemi yaşatılarak anlatıldı.

Hiç unutmuyorum, çok sevdiğim bir cerrah abim onlara konuk olduğumuz bir akşam o gün ameliyat ettiği hastasını görüp hemen geri geleceğini, bizim beklememizi söyledi. Dakikalar sonra kendisini evden gömlek ve kravatı ile çıkarken görünce şaşırıp Elif’e sordum. “Gece viziti bile olsa hastasının karşısına baska türlü çıkmaz” dedi. Ben hastasına kendini özel ve ayrıcalıklı hissettiren böyle hekimliğe ve bunun da asla reklama ihtiyaç duymadığına inanıyorum.

Özel hayatımızda ne yaptığımız, ne giydiğimiz, nasıl dans ettiğimiz kimseyi ilgilendirmez fakat hekim kimliği taşıdığımız her an, bu kimlikle göz önünde olduğumuz her an buna yakışır davranmak durumundayız. “Yakışan”a karar vermek ise herkesin kendi takdiri olmakla birlikte eleştirme hakkı da bizimdir. Hele ki konuyu cinsiyetçiliğe, orta doğu zihniyetine falan getirenler var ki oralara hiç girmiyorum, konunun uzaktan yakından bununla ilgisi yok çünkü.

Tıp eğitiminin içi giderek boşalırken, hem özel sektörde hem devlette çalışan hekimlerin çalışma koşulları giderek ağırlaşırken, hekimler emeklerinin karşılığını alamazken, pek çoğu bir şekilde kendini bu çarkın dışına atmaya çalışırken gündem olan bu konu büyük saçmalık. Fakat bu bir sonuç. Asıl olarak bizi bu sonuca nelerin ittiğini ve nasıl düzeltebileceğimizi konuşmalıyız.

Son olarak bu işin içinde bir insan, bir hekim olarak naçizane bir tavsiyem olsun; instagram takipçi sayısı çok olan, televizyona çok çıkan, güzel ya da yakışıklı olan, ağzı iyi laf yapan her doktor “en iyi” doktor değildir. Lütfen hekiminizi sadece bu kriterlere göre seçmeyiniz.

Hekim ve Reklam için yorumlar kapalı